http://www.coskunnehir.com.tr/wp-content/themes/fullscreen
Daha Fazla

Rightbox

Ülkemizde son senelerde sanatseverlerin ve sanatla uğraşan  gerek amatör  gerekse  bu işten ekmek yiyen  profesyonel ne kadar  güçlükler içinde olduklarını  tahmin etmek zor değildir.  Halbuki   MUSTAFA KEMAL  ATATÜRK  bir konuşmasında  ‘SANATSIZ KALMIŞ BİR TOPLUMUN HAYAT DAMARLARINDAN BİRİ KOPMUŞTUR.’  demektedir. Bir  toplumun zinde kalması , kültür seviyesinin artmasındaki  en önemli katkılardan birisi de sanattır.

Yoğun işi ortamında çalışan, devamlı stres içinde  yaşamını sürdüren , şehir ortamındaki  gürültüden ,pis havadan etkilenen insanoğlu  rahat ve huzur içinde yaşamayı hak etmektedir. Aynı zamanda bu insanların  karşılıklı iletişimlerinin düzgün ve düzeli olması , anlaşılabilmesi, sanal ortamda başarılı olmaları içinse bir eğitimin gerekli olduğu artık kaçınılmazdır.   Ev hanımları evde yemek yaparken , temizliklerini  gerçekleştirirken söyledikleri şarkı, türkü v.s.  daha bilimsel olarak yapmak istemektedirler. Kişiler diyafram nefesi kullanarak  daha sağlıklı yaşamayı arzu etmektedirler. Yoğun iş ortamından sonra insanlar streslerini  bağırarak , şiddet uygulayarak  değil de şarkı söyleyerek bir müzik aleti çalarak  değerlendirmek istemektedirler. Gene mesleğini  konuşarak  ,şarkı söyleyerek  yapanlar  uzun süre yorulmadan seslerini kullana bilmeleri için arayış içine girmişlerdir. ( ÖĞRETMENLER, SPİKERLER, POLİTİKACILAR, ŞARKICILAR V.S.).   Mesleği din görevlisi olanlar  seslerini  daha iyi kullanmak istemektedirler. Türk Müziği  Konservatuarları  eğitime başladıktan sonra   çeşitli ortamlarda  diplomasız  sanatçılar  şarkı söylemenin eğitimli bir sesle ne kadar kolay olduğunu kavramakta zorluk çekmemişlerdir. Böylece  yıllardır devam eden seslerindeki  kısıklıklardan, poliplerden, ses tellerindeki aralık ve nodüllerden kurtulmuşlardır.

Ayrıca  sanatsız  , eğitimsiz bir ülkede yaşayan  toplumların yok olmaya mahkum olduğunu da bakın ünlü Çin  filozofu   KOFİÇYÜS  nasıl tanımlamış.  Çin filozofuna sorarlar:

‘’ Bir ülkeyi  yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu’’  Düşünür şöyle cevap verir.’’  HİÇ KUŞKUSUZ DİLİ GÖZDEN GEÇİRMEKLE İŞE BAŞLARDIM. DİL KUSURLU OLURSA,SÖZCÜKLER DÜŞÜNCELERİ İYİ ANLATAMAZ.DÜŞÜNCELER İYİ ANLATILAMAZ SA YAPILMASI  GEREKEN İŞLER DOĞRU YAPIMAZ. ÖDEVLER GEREĞİ GİBİ YAPILMAZSA TÖRE VE KÜLTÜR BOZULUR. TÖRE VE KÜLTÜR BOZULURSA ,ADALET YANLIŞ YOLA SAPAR. ADALET YOLDAN ÇIKARSA ŞAŞKINLIK İÇİNE DÜŞEN HALK NE YAPACAĞINI BİLEMEZ. İŞTE BUNUN İÇİNDİR Kİ HİÇ BİR ŞEY DİL KADAR ÖNEMLİ DEĞİLDİR.’’

    Bir Milletin  yaşayabilmesi için  dilin önemi son derece önemlidir. Dilini unutan ve yozlaştıran  milletler yok olmaya mahkumdur. Öyleyse güzel Türkçemizin yanına bir de güzel artikülasyonu  eklersek bizim de yukarıda belirtilen konuya katkımız olur. Güzel konuşma ise ancak  GÜZEL KONUŞMA VE ŞAN  DERSLERİYLE sağlanır.

Sevgili   sanatseverler;  İşte ben bu siteyi 35 (otuzbeş) senelik  Eğitmenlik  ve 31(otuzbir) senelik  Opera sanatçılığımın  tecrübelerini  sizinle paylaşmak için kurdum.

Tecrübelerimi size aktarmak  ve sizlere  yardımcı olmak en büyük amacım. Bu arada anne karnındaki  çocukların  klasik  müzik dinleterek  zihinsel gelişmelerine yardımcı olmak  konusunda Türkiye de  ilk  çalışma başlatanlardan biriyim. Onlarca anneye hamilelik döneminde yararlı olmaya çalıştım. Çalışmalarıma katılan çocuklar  yurt içi ve dışında  başarılar içinde yaşamlarını sürdürmektedirler.

Eğer sitemi takip etmek isterseniz. Bu köşemde sizlerle çeşitli konuları paylaşacağım ve sizin sorularınızı mail  yoluyla , telefonla cevaplamaya çalışacağım.

                                                 SİZLERE SEVGİ VE SAYGILARIMI  SUNUYORUM..