http://www.coskunnehir.com.tr/wp-content/themes/fullscreen
Daha Fazla

Rightbox

DOĞRU NEFES ALMANIN AĞIZDA ŞEKİLLENMESİ (SESE DÖNÜŞMESİ)
Diyafram nefesini doğru aldıktan sonra nefes borusu yoluyla ses tellerini
titreştiren nefes; ağızdan alt ve üst çene yoluyla dışarı çıkar. Şayet ağzımızın içini iyi kullanmazsak hem sesimiz çok çabuk yorulur hem de küçük bir ses dışarıya çıkar.Diyafram gücüyle de sesimize baskı yapıp yüklenirsek, sesimizde tamir edilmesi çok zor olan rahatsızlıklara neden oluruz. (ses telleri aralanması ,ses tellerinin su toplaması ,kanaması v.s.) Öğleyse bu gibi durumlardan kurtulmak için alt ve üst çene yoluyla ağzımıza bir şekil vermek zorundayız ki sesimiz saatlerce şarkı söylediğimiz , konuştuğumuz zaman yorulmasın kısılmasın .
Siz sevgili okuyucularım hepiniz mutlaka bir camiye,kiliseye veya Türk hamamına gitmişinizdir. Bu yapıların ortak özelliklerini şöyle bir düşünün bakalım. Nedir ortak özellikleri? Tabii ki kubbeleri. İşte bu kubbeler sesin daha büyük ve kaliteli çıkmasını sağlarlar.İşte buradan yola çıkarak şimdi ağzımızın içine dönelim.Eğer biz de ağzımızı özellikle de üst çeneyi bu hale getirirsek önemli bir yol kat etmiş oluruz.
Ağzımızın içini büyütmemizi engelleyen önemli bir organımız vardır. O da küçük dile bağlı yumuşak damak ve küçük dildir. Bu organ normal zamanlarda alt çene ile üst çene arasında durur ve ağzımızın hacmini küçültür. Biz bu organı eğer yukarıya doğru (üst çene ön damak) çekebilirsek ağzımızın içi büyür cami kubbesine benzeyen ağızdan daha verimli ses elde ederiz. Bunu elde etmekte o kadar zor değildir. Sabahları uyandığı zaman genelde insanlar esnerler. Esnediğiniz zaman kendinizi bir kontrol ederseniz küçük dile bağlı yumuşak damağın yukarı kalktığını görürsünüz. Sonra bir şeyden koktuğunuz zaman (haaa…) küçük dile bağlı olan yumuşak damak ve küçük dil gene yukarı kalkar. Limon yediğiniz zaman ağzımızın aldığı pozisyon,haşlanmış çok sıcak bir patatesi yanlışlıkla ağzımıza atığımız zaman yanaklarımız yanmasın diye damağımızı gene istem dışı yukarı çekeriz. Boğulma tehlikesi geçiren bir kişi de istem dışı olarak küçük dile bağlı yumuşak damağını yukarı çeker.Demek ki belirli bir müddet bunları düşünür ; hayal dünyamızı geniş tutarsak bize faydası olur düşüncesindeyim.
Bütün bunların dışında sesimizi geliştirmek dudak tembelliğini önlemek için uzun süren bir egzersiz dönemi karşımıza çıkmaktadır. İşte bu uzun süreye biz eğitimciler SES EĞİTİMİ (Şan eğitimi) adını vermekteyiz. Hem güzel konuşma hem de güzel şarkı söyleme bu eğitimin sonunda gerçekleşir. Onun için mesleği konuşma ( Spikerler, öğretmenler, politikacılar v.s.) ve şarkı söyleyenler mutlaka bu eğitimden geçmelidir. Günde 8(sekiz) saat art arda derse giren bir öğretmenin sekizinci saat sonrasında sesi kısılmamalıdır. Seçim konuşması yapan politikacının sesi ertesi gün yapacağı konuşmada gene gür ve kısık olmalıdır. Konserden konsere veya temsilden temsile koşan şarkıcının , tiyatrocunun sesi her zaman sağlıklı olmalıdır. Konuşmaları dinleyenler tarafından tek tek anlaşılmalı ; konuşanın veya şarkı söyleyenin dudakları çok iyi çalışmalıdır. Yani dudakları tembel olmamalıdır.
Şimdi de işin eğitim kısmına geçelim Eğitim kısmı hem öğretici hem de öğrenci tarafından biraz zordur. Öğretici hayal dünyasına dayanarak bazı şeyler anlatır ki çok iyi ve herkesin algılama farklılığını düşünerek çok örnekli bir anlatma yolu seçmeli ; öğrenci de bu anlatılanlardan birini kendine uygun bulmalı algılamalı ve vücuduna adapte etmelidir. Toplu iğneyle kuyu kazmak gibidir. Fakat bir müddet sonra bu iş büyük zevk halini alır ve öğrenmenin yanında bir terapi halini de alır ses eğitimi dersi. Bunun içindir ki çok yoğun iş temposu içinde çalışan iş kadınları,erkekleri şan dersi alarak hem sıkıntılarını bir kenarda bırakırlar hem de güzel konuşmayı ve şarkı söylemeyi öğrenirler.Son senelerde şan derslerine psikologlar tarafından hastaları yönlendirilmekte bu hastalarla yaptığımız çalışmalarda da çok olumlu sonuçlar alınmaktadır. Yapılan istatistik araştırmalarda ses eğitimi ve nefes çalışması yapan kişilerin daha geç yaşlandıkları tespit edilmiştir.

Bundan sonraki yazımda dudak tembelliği ,önlenmesi ve egzersizleri konularına değineceğim.

About COŞKUN NEHİR

19.12.1957 yılında doğdu. Müziğe küçük yaşlarda mandolin ve keman çalarak başladı. İlk-orta-lise yıllarında Ankara,Tekirdağ,Mersin,Samsun illerinde solo konserler ve oda orkestrası konserleri verdi. 1978-1979 öğrenim yıllarında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi bölümünü birincilikle bitirdi. Dünya gençlik orkestrasında kemanıyla Türkiye’yi temsil etme olanağı buldu. 1982-1983 öğrenim yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera-Şan Bölümünü bitirdi.1983 yılından beri İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğünde Opera Sanatçısı olarak görev almaktadır. 1983-1991 ve 2010-2015 yıllarında Marmara Üniversitesi Müzik bölümünde bireysel söyleme ve Şan öğretmenliği yapmıştır. 2002 yılı başından 2003 yılı Şubat ayına kadar ve 2005-2007 yılları arası İstanbul Devlet Opera ve Balesinde protokol müdürlüğü görevinde bulunmuştur. Çocuk oyunlarında, solo ve koro rollerde görev almıştır.12 yıl aralıksız oynadığı Rossini’nin Külkedisi isimli çocuk ve gençlik oyunundaki prens rolüyle kırılması güç bir rekor elde etmiştir.4.Murat,Wistor’un Şen Kadınları,Kiss Me Kate,2.Mehmet Karanfil Köy,Batı Yakasının Hikayesi,Ali Baba ve Kırk Haramiler rol aldığı opera eserlerinden bazılarıdır. Fransa, Danimarka, Portekiz, Almanya gibi ülkelerde sesi ile Türkiye’yi temsil etmiştir. coskun-nehir-portfolioUzun zamandan beri anne karnında çocukların müziği duyabilmeleri ve ergenlik çağı bitimine kadar çocukların müzikle olan zihinsel gelişimlerini içeren uluslar arası çalışmaları yakından takip etmektedir. Bu konuyla ilgili olarak 4-6 Haziran 2003 tarihinde yapılan 2. Uluslar arası ana çocuk sağlığı kongresinde bir konuşma yapmış ve bu konuşma Milliyet Gazetesinin haber sayfasında yer almıştır.(6 Nisan 2003 Milliyet Pazar) Aynı konuşmayı daha geliştirilmiş olarak İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi mezuniyet sonrası eğitim programı kapsamında 12 Mayıs 2004 tarihinde sunmuştur. Ayrıca yetişkinlerde müzikle psikolojik tedavi, ses telleri bozuklukları ve tedavisi, mesleğinde sesini kullanan kişilerin daha verimli olması için özel çalışmaları vardır. Bu konu ile ilgili çalışmaları Milliyet Gazetesinin 4 Ekim 2003 tarihli Cumartesi ekinde haber yapılmıştır. 18 Mart 2010 Tarihinde Azerbaycan-Tunus-Almanya-Türkiye’nin ortaklaşa sahneye koyduğu ZİHNİ PAPAKÇI’nın yazdığı SARIKAMIŞ’tan ÇANAKKALE’ye isimli Pafil Tiyatro’da Türkiye adına rol almıştır. Nisan 2010 tarihinde Doğa Kolejleri tarafından başlatılan ve devam eden okullar arası çok sesli koro yarışmasının daimi jüri üyesidir. Haziran 2012 tarihinde bestesi Toroslu BELEN ‘e ait olan ‘Çanakkale Şehitleri’ne isimli eserin ilk seslendirilişini yapmıştır. Kayda alınan eserin geliri lösemili çocuklar yararına ve Van depreminde yıkılan öğretmen evlerinin inşasında kullanılacaktır. 24-05-2013 tarihinde sanata katkıları nedeniyle İSTANBUL VALİLİĞİ NİŞANTAŞI NURİ AKIN ANADOLU LİSESİNDEN takdir belgesi almıştır. Haziran 2014 tarihinden beri internet yayıncılığı yapan Bakırköy Gazete‘de(http://www.bakirkoygazete.com) sanat konularınıda içine alan köşe yazarlığı yapmıştır. Temmuz 2015 tarihinden itibaren Seç Medya ve İletişim Hizmetlerine ait Seç Haber (www.sechaber.com.tr)‘de köşe yazarlığı yapmaktadır.